İzaha Davet Edildiniz mi?

0
235

“İzaha Davet” müessesesi  09/08/2016 tarihli ve 29796 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6728 sayılı “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile yürürlüğe girmiş ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mülga 370 inci maddesinde de detaylı bir şekilde açıklanan bir idari çözüm yöntemi olarak Türk hukuk sisteminde yerini almıştır. Bu konuda çıkan uygulama tebliğiyle birlikte hangi konularda izaha davet edilebileceğiniz belirtilmiştir. Buna göre;

Ba-Bs bildirim formlarında yer alan bilgilerin analizi sonucunda mükellefler izaha davet edilebilir;

Kredi kartı satış bilgileri ile katma değer vergisi (KDV) beyannamelerinin karşılaştırılması sonucunda mükelleflerin izaha davet edilmesi;

Yıllık beyannameler ile muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin karşılaştırılması sonucunda mükelleflerin izaha davet edilmesi

Çeşitli kurum ve kuruluşlardan elde edilen bilgiler ile asgari ücret tarifelerinin karşılaştırılması sonucunda mükelleflerin izaha davet edilmesi;

Yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde yapılan indirimleri, kanuni oranları aşan mükelleflerin izaha davet edilmesi;

Dağıttığı kâr üzerinden tevkifat yapmadığı tespit edilenlerin izaha davet edilmesi;

Geçmiş yıl zararlarının mahsubu yönünden mükelleflerin izaha davet edilmesi

İştirak kazançlarını ilgili hesapta göstermeyen mükelleflerin izaha davet edilmesi;

Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesindeki istisna ile ilgili olarak mükelleflerin izaha davet edilmesi;

Örtülü sermaye yönünden mükelleflerin izaha davet edilmesi;

Ortaklardan alacaklar için hesaplanması gereken faizler yönünden mükelleflerin izaha davet edilmesi;

Ortaklık hakları veya hisselerini elden çıkardıkları halde beyanda bulunmayan limitet şirket ortaklarının izaha davet edilmesi;

Gayrimenkul alım/satım bedelinin eksik beyan edilmiş olabileceğine dair haklarında tespit bulunanların izaha davet edilmesi;

Gayrimenkullere ilişkin değer artışı kazançları yönünden mükelleflerin izaha davet edilmesi;

Gayrimenkul sermaye iratlarını beyan etmeyen veya eksik/hatalı beyan eden mükelleflerin izaha davet edilmesi

Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması durumunda mükelleflerin izaha davet edilmesi;

 

İZAHA DAVETE İCABET ETMELİ MİYİM?

Mükellef veya mükellef adayları böyle bir yöntemle izaha çağrıldıklarında hangi hallerde hangi tür bir işleme maruz kalabilecekleri davet yazısında açık bir şekilde belirtilmelidir. Buna göre;

  • İzaha davet yazısının tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde, izaha daveti gerekli kılan ön tespite ilişkin gerekli açıklamanın yapılması,
  • Yapılan izah sonucunda İzah Değerlendirme Komisyonu’nca vergi ziyaına sebebiyet verilmediğinin ve nihayetinde beyanname verilmesi zorunluluğunun bulunmadığının anlaşılması halinde mevcut ön tespitle ilgili vergi incelemesi ve takdir komisyonuna sevk işlemi yapılmayacağı,
  • Eğer, izaha davet yazısının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde gerekli izahta bulunulmaması halinde VUK’un 370. Maddesindeki indirimli ceza uygulamasından yararlanılamayacağı ve dolayısıyla ön tespit ile ilgili mükellefin vergi incelemesi ve takdir komisyonuna sevkinin yapılacağı,
  • Mükellefin izahatının yeterli görülmemesi durumunda (izah değerlendirme komisyonu tarafından) söz konusu mükellefin vergi incelemesine veya takdir komisyonuna sevk edilebileceği, Yazılı izahatın yapıldığı tarihten itibaren 15 gün içerisinde, hiç verilmeyen vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış verilen beyannamelerin tamamlanması veya düzeltilmesi ve son olarak ödeme süresi geçmiş vergilerin izahat zammı olarak adlandırılan ve gecikme zammı oranında uygulanan bir zamla yine 15 gün içinde ödenmesi şartıyla, vergi ziyaı cezasının ziyaa uğratılan verginin %20’si oranında kesileceği,
  • İzaha davet edilen mükellefin durumunu açıklamak ve ispatlamak için VUK’un 3. maddesi kapsamında her türlü delili sunabileceği,
  • Davet konusu ön tespit ile ilgili olarak pişmanlık ve ıslah hükümlerinden yararlanılamayacağıdır.

ŞEMA HALİNDE GÖSTERMEK GEREKİRSE  

1.DURUM; İZAHA DAVET YAZISI———–MÜKELLEF———–(15 GÜN İÇERİSİNDE)BAŞVURU——KABUL(İNCELEME VE TAKDİR KOMİSYONUNDAN İLGİLİ KONU İLE İLGİLİ MUAF)

2.DURUM;  İZAHA DAVET YAZISI———–MÜKELLEF———–(15 GÜN İÇERİSİNDE)BAŞVURU——RET(İNCELEME VE TAKDİR KOMİSYONUNDAN İLGİLİ KONU İLE İLGİLİ İNCELEME VE TAKDİRE SEVK YAPILABİLECEK)—-15 GÜN İÇİNDE BEYANLARIN TAMAMLANMASI(VERGİNİN %80’İ ORANINDA VERGİ ZİYAI CEZASI SİLİNECEK, GECİKEN ÖDEMELER İÇİN İZAHAT ZAMMI İSTENECEK, VERGİ ASLI İSTENECEK)

3.DURUM; İZAHA DAVET YAZISI———–MÜKELLEF———–(15 GÜN İÇERİSİNDE)BAŞVURMAMA——(VUK 370. MADDE CEZA İNDİRİMİNDEN YARARLANAMAMA) İNCELEME VE TAKDİR KOMİSYONUNA SEVK (İLGİLİ KONU İLE İLGİLİ)

4.DURUM; İZAHA DAVET YAZISI———-MÜKELLEF———-(15 GÜN İÇERİSİNDE)BAŞVURMA——RET——-BEYAN TAMAMLAMAMA (VUK 370. MADDE CEZA İNDİRİMİNDEN YARARLANAMAMA) İNCELEME VE TAKDİR KOMİSYONUNA SEVK (İLGİLİ KONU İLE İLGİLİ)

izaha davet yazısının potansiyel mükellefe ulaşması ile birlikte yukarıda belirtilen 3 durum ile karşılaşılabilecek. Bütün bu durumlar değerlendirildiğinde, 1. Durumda yapılan izah komisyonca kabul edilirse davet edilen konu ile ilgili bir kez daha incelemeye tabi tutulmanız çok da mümkün görünmüyor. 2. Durumda izahınız kabul edilmezse vergi cezasının büyük bir kısmından bir de uzlaşmada bir miktar daha indirim olursa önemli ölçüde cezadan, sadece vergi aslı ve izah zammını ödeyerek kurtulmak mümkündür. Buna göre %20 oranında kesilen cezaya karşı uzlaşma yolu da açık olduğuna göre cezanın en az yarı oranında indirilmesi olası görülmektedir. Vergi usul uygulamasında uzlaşama yolu tarhiyat öncesi ve sonrası için öngörülmüş bir uygulamadır. Oysaki burada mükellef hakkında yapılmış bir tarhiyat bulunmamaktadır. Dolayısıyla tarhiyat öncesi uzlaşmadan bahsedebiliriz. Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliği uyarınca tarhiyat öncesi uzlaşma yolunda mükellef hakkında inceleme yapılmasından bahsedilmiştir. Bu uygulamada henüz bir inceleme olmamasına rağmen uzlaşma başvurusu için bir imkan tanınmıştır. Buna rağmen  beyan düzeltimi ile %20 oranında kesilecek cezaya karşı başvuru süresi konusunda belirsizlik mevcuttur. Uygulamada uzlaşmaya davet yazısı tebliğ edilmesi halinde davet yazısının tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde başvurmak mümkündür. Aksi halde başvuru süresi konusunda belirsizlik mevcuttur. Bu belirsizliğin tahakkuk tarihinden itibaren dava açma süresi olan 30 gün olarak belirlenmesi ile aşılması mümkündür.

İZAHA DAVET’E İCABET ETMEZSEM(KATIMAZSAM) UZLAŞMADAN FAYDALANABİLİR MİYİM? HAKKIMDA ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI KESİLİR Mİ?

Vergi Usul Kanunu 370. maddesi uyarınca izaha davet ile ilgili olarak pişmanlık hükümlerinden faydalanamayacağını belirtmiştir. Kanunun uygulamasına ilişkin olarak çıkarılan 482 Sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde  ise  izaha davete icabet edilmemesi halinde VUK 370. maddesindeki ceza indiriminden faydanılamayacağı ayrıca vergi incelemesi veya takdir komisyonuna başvurulacağı ifade edilmiştir. Ancak yapılan inceleme ve takdir sonucunda oluşan vergiler için tarhiyat öncesi veya sonrası uzlaşmaya gidilmesini engelleyen bir düzenleme yer almamıştır. Bu durumda izaha katılmama sonucunda yapılacak inceleme veya takdir üzerine kesilecek söz konusu vergi cezalarına karşı da uzlaşma yoluna başvurmak mümkündür. Bu aşamada izaha davete katılmama neticesinde vergi incelemesi sonucunda ortaya çıkan vergi ziyaı cezasının genel tebliğdeki ceza indiriminden faydalanılamayacağına ilişkin hükmü dikkate alındığında uzlaşmada ne kadarının silindiğinin bilinmesinde büyük fayda vardır.  Zira mükellef izahın reddi suretiyle ödemek zorunda olacağı ceza tutarı ile izaha katılmaması nedeniyle inceleme veya takdir kesilip uzlaşmada silinmesi muhtemel ceza tutarı arasındaki farkın kıyasen değerlendirilmesi gerekir.

Belirtilen süre içerisinde izaha davet’e uyulmaması halinde 213 sayılı VUK mükerrer 355. madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilip kesilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekir. İzaha davetin düzenlendiği 370. maddede özel usulsüzlük cezası kesileceğine ilişkin bir yaptırım öngörülmemiştir. Bunula ilgili olarak düzenlenen 482 sayılı genel tebliğde de bu yönde bir yaptırım yer almamıştır. Mükerrer 355. madde Vergi Usul Kanununun 86,148,149,150,256, 257,  mükerrer 257. maddeleri İle Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi uyarınca belirtilen zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir. 148. maddedeki bilgi toplama kavramını izaha davet sonucunda başvurmama kavramına dahil edilemeyeceğinden ve dolayısıyla gerek izaha davetin düzenlendiği yasa maddesi gerekse de diğer maddelerde bu yönde bir yaptırım öngörülmediğinden özel usulsüzlük cezasını kesilememesi gerektiği söylenebilir.

İZAHIM REDDEDİLDİĞİNDE  BEYANNAME VERMEZSEM NE OLUR?

Bu yönde yapılacak çağrıya uyup izahın kabul edilmemesi halinde beyanların tamamlanması gerekeceğinden bahsetmiştik. Ancak başvurucu düzeltme beyannamesi vermek istemeyebilir. Bu durumda kişi ceza indirimlerinden faydalanamayacaktır. Bu durumda izaha davet’e katılmama ile katılıp beyan düzeltme yapılmaması aynı mahiyette sonuçlar doğuracaktır. Davete katılıp izahın kabul edilmemesi ile beyanname verme yükümlülüğü doğduğu kabul edilirse o zaman beyanname vermemeden kaynaklı ceza ile karşılaşmak mümkün olabilir mi sorusu akla gelebilir. Ancak yine de bu beyanname yasal olarak süresi belirlenen beyannameler arasında sayılmayacağından bu yönde beyanname vermemenin cezayı gerektirecek bir durum olmadığı söylenebilir. Kaldı ki ilgili Yasa maddesinde bu yönde bir yaptırım öngörülmemiştir.

İZAHIM KABUL EDİLMEDİĞİNDE VERECEĞİM BEYANNAMELERE İHTİRAZİ KAYIT KOYARAK DAVA AÇMAM MÜMKÜN MÜ?

Türk vergi yargı sisteminde kural mükellefin beyanına karşı dava açmayacağı yolundadır. Ancak mükelleflerin beyanname verme süresi içerisinde verecekleri beyannamelere değişik düşüncelerle ihtirazi kayıt koyabilmeleri mümkündür. Bu durum ihtirazi kayıtla ilgili olarak beyana dayalı tahakkukların dava yoluyla sonuçlandırılmasının bir yoludur. Beyanname verme süresi geçtikten sonra izaha davete çağırılan mükellef veya adayları için beyanların tamamlanması istemi halinde beyanlara  İhtirazi kayıt konularak dava açma yolunun işletilip işletilemeyeceği büyük bir belirsizlik teşkil etmektedir. Bu konuya benzer bir durum özellikle son zamanlarda mükelleflere yönelik olarak muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı ve sahte fatura kullanımı iddiasıyla vergi dairelerinden gelen yazılar üzerine yaşanmıştır. Bu yazılarda mükelleften bahsi geçen faturaların beyanlarından çıkarılarak düzeltilmesi aksi takdirde haklarında inceleme yapılacağı belirtilmiştir. Bu aşamada Danıştay içtihadı ile mükelleflerin bir nevi tehdit yoluyla beyanlarını düzeltmesi istendiğinden zorlama yoluyla verilen bu tarz beyannamelere ihtirazi kayıt konularak dava açılması mümkün hale getirilmiştir.

Buna karşın izaha davet yazısıyla yapılan başvuru sonucunda yapılan izah kabul edilmezse süresinden sonra verilme durumu olan beyannameye ihtirazi kayıt koymak suretiyle dava yoluna gitmenin mümkün olup olmadığı konusunda henüz bir yargı içtihadı gelişmiş değildir. Ancak böyle bir durumda sağlam yasal argümanlar konulmak suretiyle yeni bir içtihat yolunun oluşturulması mümkündür. Özellikle bu konuda çıkarılan genel tebliğ uyarınca mükelleflerin izahta bulunmaması halinde incelemeye sevk edileceğine ilişkin zorlayıcı yazının bu işlevi yerine getireceği söylenebilir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here